google-site-verification=-NAEpN6wpQ_pqQOHNz5s7a2Yc8O3-zmLaSG-U5TAb-Q google-site-verification=-NAEpN6wpQ_pqQOHNz5s7a2Yc8O3-zmLaSG-U5TAb-Q
top of page
Yazarın fotoğrafıSimge Güner

Grup ıçinde ıletisim ve Karar Verme

Güncelleme tarihi: 20 Ara 2020

Grup hedefine, amacına ulaşmak üzere yaptığı işleri başarmak için üyeleri arasında bir iletişim kurmak zorundadır. Bales ve Slater’in (1955) araştırmasındaki grup üyeleri birbirlerinden çok liderlerine hitap etmişler ve kurdukları iletişimde onlara merkezi bir pozisyon vermişlerdir. İletişimin bu sistematik yapısına #iletişim ağı adı verilir. Bales ve Slater’in (1955) çalışma grupları bu iletişim ağını zaman içerisinde kurmuşlardır.

İletişim ağının; grup performansını, üyelerinin grupta olmaktan ve yaptıkları işten tatmin oluşlarını nasıl etkilediği de önemlidir. Çünkü gündelik hayatta gruplar kimin kimle iletişim kurması gerektiğini söyleyen önceden kurulmuş normlar vasıtasıyla iletişimlerini koordine ederler. Grup üyelerinin birbirleriyle iletişim kurma şekilleri gruptan gruba farklılık gösterebilir. Söz gelimi bütün iletişim kanallarının açık olduğu bir arkadaş grubunda herkes birbiri ile rahatça iletişim kurar, bu sebeple de bilgi alış verişi kolaylıkla sağlanır. Ama ilişkilerin çok daha resmi olduğu gruplarda üyeler arasındaki iletişim çok daha resmidir. Bilgi alış verişi ancak belirli iletişim kanalları aracılığı ile yapılır ve bilgi belli merkezlerde toplanır (başkanlar, müdürler gibi). Bu birbirinden farklı iletişim şekillerinin grubun göstereceği etkinlikle ilişkili olacağı ortadadır.

Leavitt (1951) grup içindeki iletişim kurma şekillerinin grubun etkinliği ile ilişkili olduğunu öne sürmüş ve araştırmasında, aşağıdaki şekilde gösterilen dört değişik iletişim tipini kullanmıştır.


Tekerlek tipi iletişim şeklinde, bilgi, haber merkezde toplanır. Gruptaki bütün üyelerle haberleşme imkanına sahip tek bir üye vardır. Bu merkezî üye dışındaki üyelerin birbirleriyle haberleşme imkanları yoktur.


Bunun tersine bütün kanalların kullanıldığı iletişim tarzında, iletişimi kontrol eden kimse yoktur. Herkes herkes ile aracısız haberleşir. Özellikle bilgi toplamayı gerektiren nispeten basit işlerde kullanılan iletişim şeklidir.


Daire tipi iletişim yapısına sahip gruplarda her üye kendisine en yakın mesafede bulunan iki üyeyle haberleşebilmektedir. Diğer üyelerden gelen bilgileri ancak bu iki üye üzerinden ulaşabilmektedir.


Zincir tipi iletişim yapısına sahip gruplarda ise uçta kalan iki üye sadece birer üye ile haberleşebilmektedir.


Böylesi bir iletişim yapıları olan gruplarda görülen faaliyet, elde edilen başarı ve üyelerine sağladığı tatmin birbirinden farklı olmaktadır. Leavitt’in (1951) araştırmasında ve benzeri diğerlerinde (Shaw, 1976, 1981) bu farklılıklar incelenmiş ve elde edilen veriler genel olarak aşağıdaki manzarayı ortaya çıkarmıştır.


İLETİŞİM AĞI ÇEŞİTLERİ



(Çizgilerin uçları ve kesişme noktaları üyeleri temsil etmektedir)

Daire tipi iletişim

  • En çok faaliyetin göründüğü iletişim yapısıdır.

  • Başarı düzeyi en düşük olandır.

  • En çok tatmin yaratandır ve bu tatmini bütün üyeleri yaşar.

  • Grubun işi yaparken hata yapma oranı tekerleğe göre daha fazladır

  • Grubun organize olması zaman almaktadır.

  • Grup içinde üyeler arasında farklılaşma gerçekleşmemiş, bu sebeple aralarından kimseyi lider pozisyonuna getirmemişlerdir. Bunun sebebi iletişimde merkezileşmenin olmamasıdır.


Tekerlek tipi iletişim

  • En az faaliyetin göründüğü iletişim yapısıdır. Faaliyetin büyük kısmı merkez noktadaki üye tarafından gerçekleştirilir.

  • Başarı düzeyi en fazla olandır. Bu başarı, merkezde yani lider konumundaki üyenin ile yeteneği ile doğru orantılıdır çünkü bütün iletişim bu kişide tekelleşmektedir. Özellikle eğer yapılan iş karmaşık ise ve merkezdeki kişi yetenekli değilse, gelen bilgileri işlemesi ve gerekli yönlendirmeyi yapması zorlaşacak dolayısıyla da başarı düşecektir.

  • Merkezdeki üye dışında tatmin düzeyi en az olandır.

  • Grubun işi yaparken hata yapma oranı azdır

  • Grup hızla organize olur.

  • Grup içinde farklılaşmayla beraber merkeze yerleştirilen üye hemen lider konumuna yükseltilmiştir. Diğer üyeler ise sadece takipçi sıfatını almışlardır.


Zincir tipi iletişim diğer iki iletişim tipi arasında yer alır.


1990’lardan itibaren hızla yaygınlaşan ve farklılaşan internet ortamı ve internet ortamında haberleşme, yukarıda anlattığım iletişim ağları ile bilgilerini değiştirmeye başlamıştır. Sözgelimi gruplar ve çeşitli organizasyonların yüzyüze gelmelerine ya da toplanmalarına pek ihtiyaç duyulmamaktadır, nadiren bir araya gelip toplanmaktadırlar. Artık onlar sanal gruplardır. İletişimlerini sanal alem üzerinden anlık kurarlar. Sanal alem üzerinden kurulan iletişimin kuralları ise bambaşka ilişki ve iletişim tarzları ortaya çıkarmıştır (Hollingshead, 2001). Sözgelimi mevki farklılıklarını gizlemek artık çok daha kolay olmaktadır.


Grup Düşüncesi - Group Think

  • Karar veren grup fazlasıyla birbirine bağlıdır.

  • Grup dışından gelen her türlü malumat tipik bir şekilde aşağılanmaktadır.

  • Karar veren üyeler kendi fikirlerine alternatif olabilecek başka fikirleri nadiren sistematik bir şekilde tartışır.

  • Grup sık sık, acele alınması gereken kararların baskısı altındadır.

  • Grup hemen hemen her zaman fazlasıyla yönlendirici vasfa sahip bir lider tarafından yönetilmektedir.

Janis’e göre grup içersinde bu beş özellik kuvvetli bir uyum gösterme baskısı yaratmaktadır (1972,1982). İşte bu onay arama eğilimleri, ‘yanlış’ kararlara veya uygun terimiyle grup halinde düşünmeye yol açmaktadır.

Grup halinde düşünmenin sebepleri nelerdir? Janis’in verdiği çeşitli sebepleri genel olarak şu başlıklar halinde özetlemek mümkündür (1972,1982).


Birinci olarak; üyelerinin, gruplarının doğru kararlar alacağına dair tartışmasız bir inancı vardır. Bu inanç üyelerin, grupta alınan kararın ahlakî ne gibi sonuçlar doğuracağını pek dikkate almamalarına yol açabilmektedir.


İkinci olarak grubun kendisi üyeleri üzerinde bir baskı aracı haline girmiştir. Birbirine fazlasıyla bağlı grup üyeleri, sözbirliği ile sağlanan görüşe uyulması için birbirine baskı yapar ve sapanlara da grubun kendisinden beklenilenin bu olmadığını hissettirir.


Üçüncüsü, grup içinde ortaklaşa alınan karardan sapan üyelerin; kendi kendilerini sansür ederek, farklı düşüncelerini grup içinde beyan etmeme halleridir. Kısacası susmalarıdır. Farklı düşünce ve fikirleri de olsa toplantı esnasında bunu söylememektedirler.


Dördüncü olarak grup üyeleri aldıkları kararın yegâne geçerli karar olduğu yanılgısı içinde olmalarıdır. Dolayısıyla alınabilecek muhtemel başka kararlar göz ardı edilir.


Bütün bu sayılan özellikler ve faktörlerden yola çıkarak Janis’in (1972,1982) çizdiği manzarayı tasvir edecek olursak: Bu grubun üyeleri dışardan gelen ve gelecek olan bütün etkilere karşı kapılarını kapamış, bağlılık ve beraberliği çok yoğun yaşamaktadır. Bu sebeple grup normatif açıdan ‘doğru olan’ görüş üzerinde hızla birleşmekte ve buna rakip her türlü fikrin veya grubun değersizliğini ön planda tutmaktadır. Grup halinde düşünme süreciyle, ortaya çıkan kararın hatalı olması arasındaki bağlantı her zaman için bu sebep ve özelliklere bağlanmayabilir. Araya giren başka faktör veya faktörler ortaya çıkacak olan kararın hatalı olmasını engelleyebilir. Ama bununla birlikte diğer şartlar sabit tutulduğunda genellikle yukarıda gösterilen sebepler, çeşitli zaaflar taşıyan güçsüz kararların hatalı sonuçlarına yol açabilir.


19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page